Kızım Rusyada doğmuş sayılır... Hamileliğim burada geçti ama ilk çocuk, ilk heyecan, korku derken doğumu İstanbulda yaptım. Defne 1.5 aylıkken de buraya geri geldim. O yüzden burda doğmamış olsa bile, buralı sayılır :)
2 yaşından beri de Valia bizimle beraber. Oğluşa hamile kalmadan evvel sadece hafta içi gündüz gelir akşam eve giderdi. Ama oğluşa hamile kaldığımdan beri Valia'nın evi bizim evimiz oldu... Cuma akşamı gidiyor kardeşine, Cumartesi akşamı dönüyor.. Onun dışında hep bizimle..
Yaklaşık iki senedir evde Valia'yı duyan Defniş, geçtiğimiz Eylül ayında da (3 yaşında) Rus kreşine başlayınca, Rusçayı öğrenmeye başlamış oldu... Şuanda ise, Rusların yalancısıyım, aksansız konuşuyor durumda... Ve sabahtan akşama kreşde olduğu ve hafta içi genelde benim dışımda Türkçe konuşan kimseyi göremediği için de şuanda Rusçayı Türkçeden daha güzel konuşuyor durumda.
Rusça o kadar zor bir dil ki, o yüzden Türkçesini her hata yaptığında düzeltiyorum, her gece kitap okuyorum, sonra Defne kendisi bir kere daha okuyor bana (anlatıyor tabıı aslında) ama bunun dışında baskı yapmıyorum. Eninde sonunda Türkçeyi öğrenecek. Ama Rusca zor, şimdi hızlı bir şekilde öğrenmeye devam etsin, eninde sonunda Türkiyeye döneceğiz, o zaman yeterince iyi olacak Türkçesi nasılsa...
Şimdi kreşde bir de İngilizce eklendi... Ruslar güzel Türkçe konuşabilmelerine rağmen - tamamen benim şahsi görüşüm- İngilizcede çok kuvvetli bir Rus aksanı ile konuşuyorlar ve bana çok komik geliyor. İşte kızım da şuan tam bir Rus gibi, Rus aksanlı İngilizce konuşmaya başladı...
Hem aksanı güldürüyor beni, hem de yarım yamalak öğrendikleri ve bu haliyle bana kafa tutması...
İngilizce dersleri müzik dersi gibi aslında.. Şarkı öğrenir gibi öğreniyorlar.. Ne öğretilirse onu hemen ezberleyen kızım, öğrendiklerini de öğrendiği şekliyle de kullanmak istiyor..
İlk dersde 'What is your name' diye sormayı öğrenmişler. Şarkı gibi 'What is your name' 'my name is cat, my name is dog' gibi çeşitli cevapları var. Defneye bir türlü 'my name is Defne' dedirtemiyorum.. Onu öyle öğrendi ya, illa öyle söyliyecek... Anlatıyorum anlamıyor...
- Defnecim what is your name
- My name is cat
- Defnecim cat kedi demek. Senin adın Defne. My name is Defne demen lazım
- Hayırrrr annneee sen bilmiyoosun işte my name is cat...!!!
En son sayı saymayı öğrenmişler...
- One twuuuu freeee fourr fıve sixx elefant dumbayyy elefant...
- Defnecimm freee değil three..
- Hayırr sen bilmiyoosunn işte, free..
- Peki elefant dan önce söylediğin ne
- Dumbay elefant...
Bir türlü anlayamadık ne olduğunu, geçen güne kadar... Sabah kreşe bıraktım 'bye bye'dedim.. kızdı bana
-Dumbayyy demek lazım, bye bye diil...
-Ne
- Dumbayyyyyy...
Sonunda olay açıklığa kavuştu. Benim kızım harika aksanının yanı sıra harika da duyduğu için goodbye'ı yapmış 'dumbay'... Bir de kızıyor, yanlış söylediğini de kabul etmiyor..
Hadi bakalım... Yanlış duymayla ezberlenen ve Rus aksanıyla konuşulan bir İngilizce ile Defniş daha ne kadar bu şekilde devam edecek, göreceğiz...