31 Ağustos 2011 Çarşamba

Bir tatilin ardından...

Koca bir tatil geride kaldı... Nasıl geçti, neler yaptık valla ben de bilmiyorum... Hatırlamıyorum...
Tek bildiğim, insan dünyanın en güzel yerinde bile olsa, evini özlüyor... Defne'nin uzun bir yolculuktan sonra eve girdiğinde yaptığı ilk iş, odasına koşmak ve tüm oyuncaklarını, bebeklerini tek tek öpmek oldu... 'Çok özlemişim anne' dedi... O gece çok huzurlu ve mutlu uyudu odasında, kaç zamandan sonra tek başına odasında yatmak durumunda olmasına rağmen...

Bu 1 aylık tatilde yazmaya pek fırsatım olamadı... Bir sürü şey oldu, çocuklar büyüdü.. Oğluş hala emekliyemiyor ama yakındır. Büyük gayret sarfediyor. Defne simsiyah bir kız oldu. İlk defa 'yazlık arkadaşı' oldu. Eliz.. yandaki evin torunu.. Ingilterede yaşıyor ve Defneden bir yaş büyük. İngiliz aksanıyla ve Rus aksanıyla Türkçe konuşan iki minik... Dünya tatlıları... Son günlerde kızımızı evde göremedik desem yeridir. Sabah Eliz kapıya gelip 'Defne dışar çıkacak mı ' diye soruyor, Defne arkadan 'geliyorummmmmmm' diye bağırıp kendini dışarı atıyor. Datça çocuk büyütmek için muhteşem bir yer. Herkes herkesi tanıyor, düz ayak, süper... Defne ya Elizlerde ya da Eliz bizde... Babasının en büyük korkusu ve olayı özetleyen sorusu 'haftaya da erkekler kapımıza gelip Defneyi sormayacaklar di mi?' oldu...

Oğluş, son derecede sevimli haliyle herkesi kendine aşık etti. Sakin, kendi kendine oynayan, denizden hiç korkmayan, rahatına düşkün bir oğlan.. hatta rahatına çok düşkün olduğu için ona 'Paşa' lakabını taktık... Guzel uyudu, güzel yemek yedi.. Bizi hiç mi hiç üzmedi. Deniz, güneş, kum derken o da epeyce büyüdü serpildi.. Erkek oldu :)

Ve döndük geçen hafta yuvamıza.. Düzenimizi kurduk. Yarın da okullar açılıyor ve Defnecik kreşe başlıyor. Ikıncı senesi bu sene. Tahlilleri yapıldı, kreşe gidebilir havuza girebilir belgeleri alındı, bale dersi için sipariş edilenler, çantamız herşey hazır.. Hatta yarın sabah için çiçek siparişimizi bile yaptık. Öğretmenimiz için...

Hayat su gibi akıp gidiyor... Bakalım bu yeni mevsim, yeni dönem bize neler getirecek. Bir sonraki mevsimde kendimizi nerde ve nasıl bulacağız...

Herkese şimdiden iyi bir eğitim-öğretim yılı diliyorum... :)

15 Ağustos 2011 Pazartesi

Yaz tatili devam ederken...

Günler hızla akıp gidiyor... Yaz tatilimizin son haftasına girdik.. Zaman nasıl akıyor anlamıyoruz. Bir telaş, bir koşuşturmaca, bol bol deniz, güneş ve çocuklar...

Defneye soruyoruz, "evimi özledim, oyuncaklarımı, yatağımı özledim.. Arkadaşlarımı özledim" diyor.. Ne kadar çok eğlense de, keyif alsa da evini özlüyor.. Burda pek arkadaşı olamadı. Ama kuzenleri var. 3 erkek :) Kendinden 4 - 6 ve 9 yaş büyük erkek kuzenler... Ev kalabalık, her yerden birileri çıkıyor, sakin kalmak mümkün değil. Çekirdek aileye mensup benim için bu kadar kalabalık bir ortamda aynı çatı altında yaşamak biraz zorlayıcı bir yarışma gibi...Bir nevi "survivor"...

Defne ise kendini aşıyor.. Hedefi kuzenlerinin yaptıklarını yapabilmek... İlk geldiğimizde kolluklarla yüzebilen ama boyunu geçmeyen kızım kollukları çıkarttı, sadece göbeğinde onu suyun uzerinde tutmaya yarayan bir çeşit yüzme yardımcısıyla (Tam olarak adının ne olduğunu bilemiyorum, ama linkten bakabilirsiniz) taaaaaa ilerdeki dubaya kadar gidiyor, dubadan atlıyor ve ordan sahile kadar yüzüyor. Hatta sörf tahtasıyla gelen kuzenleriyle denizde buluşuyor, tahtanın üzerine çıkıyor ve "hadi adaya gidelimmmm" diyor.... Ve şuan 4 yaşında... Seneye ne yapacak, nereye gitmek isteyecek bilemiyorum... :)

Çocukların birbirlerini iyi etkilemeleri çok güzel. Ama bir de bunun tam ters durumu var.. Kötü etkilenme... İyi yaptığın şeyleri, sırf başkaları kötü yapıyor diye, yapmamaya başlamak.. Yemek alışkanlıkları değişiyor, konuşma alışkanlıkları değişiyor.. Her türlü şey değişebiliyor.. İşin önemli olan kısmı bu değişimlerin sadece yaza özgü mü olacağı yoksa bunların hep böyle mi devam edeceği...Bunu da evimize döndüğümüzde göreceğiz tabii...

Tatil ne kadar güzel olsa da, kaldığın yer 10 yıldızlı bir otel de olsa (mesela) insanın evi gibisi yok... Fazla uzun misafirlik hem evsahibini hem de diğer herkesi yoruyor... Evim evim güzel evim diye boşuna dememişler...

Evimmmm eviiimmm güzelll evimmmm, az kaldı bekle biziiii... :)

4 Ağustos 2011 Perşembe

İyi ki doğmuşsun güzel kızım...

Bir zamanlar büyükler derdi de inanmazdım... Daha doğrusu tam anlamını çok anlamazdım.. Ama sanırım artık biz de o orta yaş üstü, bir çokları için "büyük" denilen gruba girdik.. Çünkü artık ben de 'zaman su gibi akıp gidiyor' diyorum ve anlamını çok iyi anlıyorum...

Tarihler 4 Ağustos 2007 Cumartesi gününü gösterdiğinde sabah saat 08.45'de İstanbul Amerikan Hastanesinde, doğumhanede çalan Işın Karaca'nın 'Tutunamadım' şarkısı eşliğinde minik kızımıza kavuştuk... Bolca ağlayan ama gülümsemesi yüzünden hiç eksik olmayan, tombalak bir bebekdi... Zamanla büyüdü, emekledi, ilk kelimesi 'tarçın' oldu, ayağa kalktı, peşinden koşturdu, inadıyla hepimizi mahvetti (hala da ediyor), bazen sinirlendirdi ama çoğu zaman yüzümüzde gülümsemeyle ona bakmamızı sağladı ve işte büyüdü büyüdü büyüdü ve 4 yaşını da doldurdu... Artık kocaman bir kız o :)

Bu seneki doğumgününde de pasta annenin ellerinden çıkmaydı... İlk doğumgünü hariç de hep öyle oldu aslında.. İlk doğumgünümüzü İstanbulda anneannenin evinde kutlamıştık. O zaman çok güzel bir pastamız vardı. İkinci yaş günümüzü Datçada kutlamıştık bu seferki gibi, üçüncü yaşımıza ise Moskovada girmiştik.. Bu üç seferinde de hep "anne pastası" yemiştik...

Babamız hala Moskovada olduğu için biraz buruk ama gene de keyifli bir kutlama oldu. Sadece bir arkadaşımız vardı ama olsun... Çokkk güzel masmavi gözlü minik bir misafir... Herşey çok keyifliydi. İkinci partimiz ise önümüzdeki haftalarda babamız, halamız ve kuzenlerimiz geldiğinde yapılacak :) Defne pasta üflemeye hazır, yeter ki biz ortamı hazırlıyalım :)

Canım kızım, güler yüzlüm... Tüm hayatın boyunca hep mutlu & sağlıklı & başarılı & şanslı olman dileğiyle. Gülen yüzün her zaman gülmeye devam etsin... 

Daha nice nice güzel yaşları hep beraber kutlamak dileğiyle...

Seni çokkk ama çokk seven bizler....





Nerdennnn....
4 Ağustos 2007


Nereyeeee.....
4 Ağustos 2011