20 Ağustos 2013 Salı

İyi ki doğdun Prensesim....

Aylardır takvimin üzerine işaretleğimiz  PARTY yazan kutucuğa kaç gün kaldı diye sayıp duruyorduk.... En sonunda günler azaldı, tarih yaklaştı...Heyecan arttı... Beraberce, partiye katılacak arkadaşlara parti paketleri hazırlandı... Evet burada bir de bu var... benim bildiğim doğumgününe gelenler hediye getirir... Tamam onlar da getiriyor ama bazen doğumgünü sahibinin ailesi o kadar abartıyor ki, getirilen hediyeden çok daha fazlası misafir çocuklara hediye ediliyor.... Biz tabii o kadar fazlasına kaçmak niyetinde değildik... Ne yapalım diye çok düşündük, çok yer gezdik... Genelde burada bir şeyin içine başta şeker, ıvır zıvır yiyecek olmak üzere oyuncak falan koyuyorlar... Kızlara ayrı erkeklere ayrı paket yapılıyor. Ama kızlara koydukları bebekler genelde ikinci gün bir kenara atılıyor... En azından bizim evde durum böyle... Benim de aklıma bardak vermek geldi... defne de çok sevdi fikrimi, çünkü bu aralar bardak konusunda çok hassasıs... Su bardağımız var.. Süt bardağımız var... gece baş ucu bardağımız var... Ve bu bardaklar onun... Kimse kullanamıyor... O yüzden herkese bardak hediye etmek güzel geldi Defneme...

Bir hafta evvel cumartesi günü, benim daha evvelden aldığım ıvır zıvırları bardaklara doldurduk... İçine, Partime geldiğiniz için teşekkür ederim diye  diye bir kart yazdık, Defne de altına adını yazdı, kartı kalplerle süsledi... Sonra da kızlarınkini kırmızı pakete, erkeklerinkini de yeşil pakete koyduk...



 



Parti sabahı ben çocuklarla beraber parti mekanına gittim sabahtan... babamıza ise en önemli ve zor görevi verdik... Yiyecekleri ve pastayı sipariş ettiğimiz yerden alma görevini... Ne kadar çok 'aman dkkat et, pastaya birşey olmasın' dediğimi tahmin edebilirsiniz sanırım.

Defnenin kıyafetinin de bir hikayesi var... Moskovada yaşayanlar bilirlerö Monsooniun fiyatları epeyce yüksektir ama indirim olduğunda, hele hele de ikinci indirim de, fiyatlar aşağılara düşer.. Ama beden artık ne bulursan onu alırsın... ben bir kere 46 beden gece elbisesi almıştım mesela :) Neyse Defne daha 2,5 yaşındayken gene böyle bir indirimden Defneye iki tane elbise almıştim, komik bir fiyata... Bir tanesi 6-7 yaş diğeri ise 11-12 yaş :) İlerde gşyer diye.... İşte o 6-7 yaş elbisesi bu doğumgününe kısmetmiş... Doya doya giydi ve bence çok da güzel oldu... Öbür elbiseden henüz haberi yok bu arada...

Her neyse, parti saati 10-12 arasıydıçç Mekan Flying Donkey diye bir yer...Aslında at çiftliği, binicilik dersleri veriliyor, ama ortasına da doğumgünü partileri için güzel bir mekan yapmışlar... Bir saat 2 tane at geliyor, çocuklar o atlara binip gezebiliyorlar.. Oyama yerleri falan var.. Yani çocukların eğlenebileceği bir sürü imkan mevcut...

İlk geldiğimiz sene yaptığımız partiye sınıfından sadece 3 kişi katılmıştı.. Defnem üzülmesin diye o gün kırk takla attığımı hatırlıyorum... Neyse ki üzülmedi, çok mutluydu tüm gün... Ama bu sefer sınıftan kızlardan 2 kişi dışında herkes tam kadro ordaydı... Üstelik uzun haftasonu olmasına rağmen, erkeklerde ise sadece Connor geldi... Ama bu yaşlarda sanırım böyle, kızlar kızlara erkekler erkeklere gidiyor.. Connor da sanırım annesi ile olan arkadaşlığımdan dolayı katıldı :) Ama sınıf arkadaşlarımız dışında Türk ekibimiz bizi yanlız bırakmadı, sağolsunlar.. Eda, Hande, Kerem tam kadro ordaydı Defne için... Bu arada hala Kerem'in aldığı ayıcıkla uyuyoruz... (Turkish friend'im aldı diyor herkese...)

Parti çok güüzel geçti.. Koştular, zıpladılar, ata bindiler, bol bol ıvır zıvır yediler... Ve pasta geldi... Onu da yediler... Tekrar hopladılar zıpladılar... Ve eve gitme vakti geldi... efne normalde huysuzlanabilirdi ama hediyeler buradaki adetlere göre evde açılıyor... (Geçen sene Defne herke hedşyesnş verince, paketi yırtıp açıp öpünce yabancılar pek bir şaşırmıştı...) Eve geldik... hediyelerimiz tek tek açtik... Ama önce Kuzeyi öğle uykusuna yatırdık ki, Defnenin hedyelerini ellemesin diye....(Defne öyle dedi....) Bütün hediyelerimizi çokkkk beğendik, çok mutlu olduk... Hatta en yakın arkadaşlarından biri Çinli... Tatilden gelirken defnenin hediyesini ordan alıp gelmişler... Kat kat beyaz bir elbise... Seneye doğumgününde o elbiseyi giyecekmiş, belirledik şimdiden...

Veee kızım 6 yaşında artık... Doğumgünün kutlu olsun bebeğim... Allah sana mutluluk, sağlık, şans versin... hep iyi insanlarla taniştirsin seni ve hiç kalbin kırılmasın.... Seni çok ama çokkkk seviyoruz.... İyi ki varsın....







Yatak mı otopark mı...

Evet biraz geç de olsa bebek yatağımızdan kurtulduk ve artık bizim de güzel bir yatağımız var... Var ama acaba rahat mıyız emin değilim, çünkü daha evvelki küçük yatağımızda sanırım uyumak için daha fazla yeri vardı Kuzeyin... Şimdi ise yer çok nasıl olsa mantığıyla başta arabaları olmak üzere kitaplarını, yumuşak oyuncaklarını , su şişesini yanında istiyor...

İlk yattığı gece çok komik oldu... Okuldan gelip yatağını görünce çok sevindi.. Çarsaf da arabalı olunca zaten keyfine diyecek yoktu... Gece gayet güzelce herşeyini alarak yattı... Hemen de uykuya daldı. Ama bir kaç saat sonra ağlayarak uyandı, beni çağırdı... Gittim, kucağıma gelmek istedi, aldım, gömme dolabının alt çekmecesini gösterdi parmağıyla... Kucağımda Kuzey ile beraber gidip açtık çekmeceyi... O çekmecede kitapları vardır bu arada... Kuzeycik, kitap almak yerine, çekmecenin içine girek istedi, uyku sersemi.. Sanırım kendine daha küçük, daha korunaklı bir yer arıyordu... Epeyce bir süre içine sığmayı denedi ama çok başarılı olamadı... Üzüldü.. Sonra kitaplarının içinden birkaç tane seçti ve onları yatağına götürüp hiçbirşey olmamış gibi yatağına yattı ve uyudu...

Biz geniş yatağında rahat rahat yatar diye düşünürken sanırım o, küçük ama bildiği ortamda huzurlu bir şekilde uyumayı tercih ediyordu... Ama bu sadece ilk gece oldu... Sonra ki geceler de arabaları, doğduğundan beri asla onsuz uyumadığı beyaz tavşan köpek karışımı yumuşak oyuncağı ve kitapları ile tatlı uykulara daldı minik oğlum benim....


Kuzey ilk gece uyurken... Henüz uyanıp kitaplar eklenmemiş arabalara....
Evet biliyorum, hala emzik kullanıyor.... Ama en azından sadece uyurken :(